Lazer enerjisi, elektrik enerjisi ile uyarılan atomlardaki elektronların tekrar bazal durumlarına dönerken açığa çıkardıkları enerjidir. Lazer cihazı, genellikle elektrik olmak üzere değişik enerji formlarını, optik enerjiye dönüştüren bir alettir. Yıllar süren deneysel çalışmalardan sonra lazer jinekoloji pratiğinde ilk kez 1972 de kullanılmaya başlanmıştır. Bruhat ve Tadir isimli doktorlar ise ilk kez 1979 da CO2 lazeri laparoskopide kullanarak jinekolojik cerrahide çığır açmışlardır.
Normal ışık enerjisi ve lazer enerjisinin farkı nedir ?
Işık enerjisi atomik yapılardan oluşan elektromanyetik bir dalgadır. Bazal durumdaki atomlar bir miktar enerji bulundurmaktadır. Bu atomlar kimyasal, optik veya elektrik enerjisiyle uyarılarak harekete geçirilebilirler. Harekete geçen atomlar, tekrar bazal konuma geri dönerken etrafa ışık enerjisi yayarlar. Ancak normal ışık enerjisi ile lazer enerjisi arasında bazı farklılıklar vardır. Lazer enerjisinin en önemli özelliği normal ışık gibi kaynağından uzaklaşırken etrafa yayılmaz, aynı çapta ve şiddette hedef yüzeye ulaşır. Işık enerjisi belli bir mesafede güç ve yoğunluğunu yitirirken, lazer ışığı bu özelliğini korumaktadır. Ayrıca, çeşitli aynalar aracılıyla yansıtılarak istenildiği açıdan, istenilen hedef yüzeye enerji kaybı olmaksızın ulaştırılabilmektedir.
Işık enerjisinde olduğu gibi lazer ışığı ulaştığı doku yüzeyinde ısı artışına yol açmaktadır. Bu ışı artışı, birim yüzeye düşen enerji yoğunluğu ile doğru orantılı iken lazer ışığının çapıyla ters orantılıdır. Dokuda meydana gelen ısı artışı tıptaki kullanım prensibini oluşturmaktadır. Cerrahın kontrol ettiği lazer enerjisi ile karın içindeki organlarda kesme, yakma ve kanama durdurma gibi işlemler yapılabilmektedir.